Gold ve Harte aileleri çok yakın arkadaştılar.
"James seni ameliyat edemez," dedi Gus, gülümseyerek. "Bu konuda bir mesleki etik kuralı yok muydu?"
"O kural sanal aileler için geçerli değil. "
"Bu laf hoşuma gitti." dedi Gus. " Sanal aile. Böyle bir yasa olsa keşke... Nikahsız evlilikler gibi. Birisiyle yeterince uzun süre içli dışlı yaşarsan akraba sayılırsın."
Gus ve Melanie aynı dönemde hamile kaldılar ve biri erkek , biri kız bebek doğurdu.
Melanie oğlunu Emily'nin yanına yatıran Gus'ı keyifle izledi.
"Şuna bak." dedi Michael. "Kızım daha bir saatlik bile olmadı ama daha şimdiden oğlanın birinin yanında yatıyor."
O gün başlayan birliktelik devam etti ve Chris'le Emily birbirlerine aşık oldu. Ta ki bir gün kurşunla yaralanma sonucu ikisi hastaneye kaldırılana kadar. Chris yaralıydı ancak kurşun Emily'nin başına isabet etmişti.
"Mel?" diye fısıldadı. Melanie başını kaldırdı. Yüzü tıpkı Michael'ınki gibi altüst haldeydi. "Emily de mi yaralandı?"
Melanie, uzunca bir süre hiçbir şey söylemeden baktı. "Hayır." dedi usulca . "Emily yaralanmadı."
"Oh , şükürler olsun..."
"Emily,.." diye mırıldanarak Gus'ın sözünü kesti Melanie. "Emily öldü."
Bu şekilde çarpıcı başlayan kitap sizi hemen kendine bağlıyor. Yazarın anlatımı da güzel olunca ortaya harika bir kitap çıkmış. Kitap flashbacklere de yer verince, acaba kitabın sonunu öğrendik, şimdi olayların bu raddeye gelişini mi öğreniyoruz diye çekindim. Çünkü böyle bir durumda kitabın sonuyla ilgili merak unsuru ortadan kalkıyor. Ancak öyle değil, aksine kitap herkesten şüphelendiğiniz, bir çok duyguyu yaşatan, flashbacklerle zenginleştirilmiş, sürpriz işleyişe sahip çok etkileyici bir kitaptı.
Yazar beni çok etkiledi, kendisinin ülkemizde daha çok tanınması dileğimdir. Sevgiler :)
April Yayınları'na teşekkürler...
Pasta ve limonata ^^ Anılarım canlandı ikiz <3
YanıtlaSilVe yine saray muhallebicisi desem ikiz ^^ Daha da anılar olacak, "Everbody" tadında :)
Sil