10 Aralık 2020 Perşembe

İkinci El Kitaplardan Bana Notlar ^^ #1


Merhabalar, 
İkinci el kitap satın alır mısınız ya da sever misiniz ikinci el kitapları?
    Ben eskiden daha çok alırdım. Aradığım bazı kitapları bulamamak, sahaf kültürü, online sipariş diye bir şeyin olmaması/yaygın olmaması, daha makul fiyatlara kitap edinmek derken sahaflara sıkça giderdim. Kitaplarımın çoğu ikinci eldi. 

    Daha sonra hem çalışmaya başlamamla ekonomik olarak rahatladım hem de online alışverişlerle yeni baskı kitapları daha uygun fiyatlara alabildim. Sonra sanki sahaflara da bir şey olmuş gibi fiyatlar yeni kitaplarla yarışmaya başladı. (Eminim onların da bu konuda açıklamaları, anlatmak istedikleri vardır.) O nedenle sadece bulamadığım kitaplar olunca sahafları tercih etmeye başlamıştım. Son yıllarda ise kitap fiyatları genel olarak inanılmaz arttı. Bu da benim için elimdeki kitapları okuyup değerlendirmek için bir fırsat yarattı. Son yıllarda kitap alışverişlerini en aza indirdim. 

    Girişi tamamladıysak gelelim yazının asıl konusuna. Hep diyorum ya bende nostalji hastalığı vardı diye. Okuduğum kitabın benden önce kime ait olduğunu, benden önce okuyan kişinin aynı satırlarda göz gezdirmiş olduğunu, onun okurken neler düşünüp hissettiğini hayal etmeyi severdim. Bazen de o kişiden size bazı ipuçları kalır bu hayali kolaylaştırmak için. Notlar, karalamalar, altı çizili satırlar... Önceki okurla arada bir bağ kurar sanki.


    Bu yazıyı çok uzun zamandır yazmak istiyordum o yüzden heyecanlıyım. Sizlerin de ne düşüneceğini, neler söyleyeceğinizi merak ediyorum. Bu yazı bir serinin ilk yazısı olacak. Ara ara devamını yazacağım. Sizinle ikinci el kitaplarda denk geldiğim bazı notları paylaşacağım. Anlamlı olanları paylaşacağım elbette. Karalamalar, boyalar, çizgiler, telefon numaralarını birkaç örnek dışında paylaşmayacağım. Kim bilir, belki bu yazılardan birinde sizin yazdığınız bir nota bile rastlayabilirsiniz.


    
    En sık rastladıklarımdan biri adresler, telefon numaraları ve karalamalar. Elinin altında defter, kağıt bulamamış gibi telaşla okunan kitabın kenarına karalanıvermiş oluyorlar. Bir de kitabı çocuğunun, kardeşinin veya başka bir küçük çocuğun eline kaptıranlar. Kaçınılmaz son olarak karalama defterine dönmüş, miniğin hayal gücünü yansıtan çizgiler. :) İşte bunları enteresan bir durum olmadıkça bu yazı dışında paylaşmayacağım.




Sık gördüklerimizden biri de kitabın iç kapağına isim ve kitabın alındığı / okunduğu tarihi yazmaktır. Bazıları çok eski tarihli oluyor ve bu hoşuma gidiyor. Tıpkı bir tarih söylediğinde bunu ben doğmadan 10 yıl önce, ben ilk okula başladığımda vs. diyerek kendi hayatına göre değerlendirenler gibiyim. :p Kendi kitaplarımı ilk almaya başladığımda ben de isim ve tarih yazardım. Sonra nedense kitaba yaptığım bir haksızlık gibi geldi bu ve bıraktım. İsmimi yazmadığım gibi asla satırların altını da çizemem. Arkamda iz bırakmıyorum yani. :) 



Daha sonra nispeten sık gördüklerimden biri de birine hediye edilmiş ve ona hitaben not yazılmış kitaplar. Arkadaşlar, sevgililer, aileler, öğretmen&öğrenciler... Bu tarz kitapların da ne şartlarla elden çıkarıldığını hep merak etmişimdir. Bu konuda gördüğüm en yaratıcı yazılardan biri yıllar önce ŞU YAZIMDA bahsettiğim nişanlısına abla diyen, parantez içerinde nişanlı olduklarını belirtmek zorunda hisseden gencin dramıydı. :p





Bu tarz alakasız veya komik yazılar da görmek mümkün. 


Ve benim hoşuma giden şeylerden biri kitabı okurken o kitapla ilgili ya da o kitabın uyandırdığı duygularla dolup kitabın üzerine taşıp yazılan notlar. Kitabı okurken hiç tanışmadığım biriyle kitapla ilgili düşüncelerimizi, fikirlerimizi paylaşıyoruz gibi hissediyorum. 



Son olarak ise kitaptan alakasız olarak kitapların arasından çıkan notlar, faturalar, fotoğraflar, mektuplar... Tek bir kitabımdan fotoğraf çıktı. Bu da kucağında bir bebek tutan genç bir adamın fotoğrafıydı. Ve not kağıtlarına yazılmış sevgi dolu ufak kağıtlar çıkmıştı.



Bu da değişik bir anı olmuştu benim için. 


Kitapların arasında çiçek kurutmak; anısı olan çiçekleri kitap aralarında, sevilen satırların yanı başında saklamak adı konmamış bir kuraldır sanki yıllardır... Buna da değinmesem olmazdı. 

Bunlara rastlamak bende düşük bütçeli bir zaman yolculuğu hissi uyandırıyor. O yüzden ilginç notlar biriktikçe bu yazının devamı da gelecek. Düşüncelerinizi çok merak ediyorum. 

Sevgilerle :) 




Bu yazıyı "benherneysemo.blogspot.com.tr" dışında herhangi bir blog/forum/internet sitesinde okuyorsanız, şahsımın bilgisi dışında ÇALINMIŞ DEMEKTİR!!!

Devamını Oku »

5 Aralık 2020 Cumartesi

Kasım 2020 Kitap Alışverişi / Kitap Sepeti


Merhabalar,
Uzun süredir kitap alışverişlerimi en aza indirdim. Çok istediğim veya emin olduğum serilerin devamı olan kitapları tercih ediyorum. Elimden geldiğince yeni seriye başlamıyorum. Elimde okunmamış pek çok kitap var ve üstüne yer sıkıntım da var. Yer sıkıntısını bir yana koyarsak kitaplığımda sadece görmekten mutlu olduğum kitaplar olsun istiyorum. Bu nedenle sadece elimdekileri okuyup tekrar okumayacağımı düşündüğüm kitapları elden çıkararak devam ediyorum. Bir süre daha böyle devam etmeyi düşünüyorum.

Yine de uzun zaman sonra kitap alışverişi yapınca çok enteresan bir sipariş olmasa da yazmak istedim. Alacağım kitaplar Martı Yayınları ağırlıklı olduğundan Kitap Sepeti'ni tercih ettim. Çok daha uygun oluyor. 



Okuoku, Kitap Sepeti olduktan sonra ilk kez alışveriş yaptım. Öncelikle siteyle ilgili görüşümden bahsedeyim. Kargo çok düzgün bir şekilde geldi. Paketlenmesi, kutulanması çok iyiydi. Kutuya koymadan önce kutuda zarar görmemeleri için özel bir şekilde paketlenmişlerdi. Kitap Sepeti'nin kendine has ayraçlarından vardı. Kısaca memnun kaldım. Kitap alışverişlerinde tüm siteler için genel bir olumsuzluk belirtirsem kargo fiyatları bel büküyor. 




Anne Rice, benim ilk okuduğum fantastik yazarlarından biri. Vampirler denince genelde onun tarzına aşinayım. Vampirliğin doğasını yansıtan vampirler... 
Serinin devam kitapları -Martı sağ olsun- arka arkaya çıkınca ve ben alışverişlere ara verince, bu şekilde bir nevi toplu almış oldum.








 Vampire Chronicles (Vampir Günlükleri) serisinin ilk 3 kitabını Turkuvaz Yayınları basmıştı. Şu an o kitaplar piyasada bulunmuyor ya da ikinci elde fahiş fiyatlara bulunuyor. Bana da çok soran oluyor bu kitapları. 
Bir dönem Martı seriyi bitirdikten sonra başa dönüp bu 3 kitabı da basacak diye bir duyum almıştım. Hâlâ bu fikirdeler mi bilmiyorum ama okurlar açısından pek iyi olur. Ben de sonradan bulmak sorun olmasın diye kalan kitapları aldım. 






Sırayla Kan ve Altın, Blackwood Çiftliği ve Kanlı İlah. Kan ve Altın'ı bir dönem başka bir yayınevi basmıştı, ancak Martı basacak diye beklemiştim. Basması çok da güzel oldu. Serinin tamamlanmasına ise az kaldı sayılır ^_^ 






Alacakaranlık serisini blogu açmadan çok önce okuyup bitirmiştim. Birçok insan için okumaya başlama sebebi oldu bu seri. Beni de 'light' vampirlerle tanıştıran seri olmuştu. Bu seriden önce romantik, yemeğine aşık olan, insanlarla sosyalleşmek için doğasına karşı koyan vampirleri okumamıştım. Anne Rice terktim yani :p
Aşağıda linkini vereceğim yazımda da bahsettiğim gibi döneminde çok sevildi, sonra nefret edildi. Seriyi okuduğum dönemde Bella'nın zihni yoruyordu. O yüzden bu kitabın ilk 12 bölümü sızdığında Edward'ın zihninde olmak bana çok iyi gelmişti. 


Sicilya'da Bir Aşk Hikayesi'ni alma nedenim ise hem kitaplığında bulunmasını istemem hem de kargo ücretini kurtarmaktı. Aslında eskiden kargo ücreti ödememek için belki okurum diye aldığım alakasız kitaplardan sonra bu huyumdan vazgeçtim. Kitaplığımda biriken, okumak istemediğim kitaplardansa kargo ücreti ödemeyi tercih ediyorum artık. Bu seferki gerçekten istediğim bir kitap olduğu için saymıyorum. :) Gotik ortamlar bana neden bu kadar iyi hissettiriyor bilmiyorum. Ama iyi ki varlar. 




Aslında başta yazmasam mı bu yazıyı derken, hem sizlerle tekrar görüşmüş oldum hem kitap alışverişlerinde değişen bazı alışkanlıklarımdan ve görüşlerimden bahsetmiş oldum hem de biraz nostalji yaptık beraber. 

Sizlerin kitap alışverişi alışkanlıklarınızda yaşadığınız değişimler var mı? Benimle paylaşır mısınız? :) 

Sevgiler.


Unutmadan;




Bu yazıyı "benherneysemo.blogspot.com.tr" dışında herhangi bir blog/forum/internet sitesinde okuyorsanız, şahsımın bilgisi dışında ÇALINMIŞ DEMEKTİR!!!

Devamını Oku »