Yazar: Erin Lurus
Yayınevi: Sokak Kitapları
Tür: Fantastik
Sayfa Sayısı: 464
Yayın Yılı: Ocak 2012
Seri: Veroponen Hikayeleri
#1 Okyanus
#2 Bataklık
#1 Okyanus
#2 Bataklık
Uzun zamandır beklediğim bir kitaptı ve bitireli bir süre oldu ama ancak yazabiliyorum... Hikayemiz dünya üzerinde olan ancak diğer bir boyutta olduğu için tanışamadığımız Veroponen diyarıyla, dünyamız arasında geçiyor...
Veroponen, Setanlar Diyarı ve zamanın akmadığı eşsiz yer. Setanların lideri Asiyates kendi nefesinden üfleyerek diğer setanları oluşturmuştur, ancak bir insandan doğan melez tek oğlu Ales'tir. Ales hem bir Setan'ın artılarına sahiptir, hem de şanslı bir melezdir. Ve uzun yıllardır rüyasında tek bir yüz görmektir, Tua... Tua da aynı şekilde rüyasında gerçek hayatta hiçkimseden etkilenmediği kadar etkilendiği Ales'i görmektedir. Ancak Tua, Ales tarafından kaçırılarak Veroponen'e getirilir çünkü tehlikededir...
Vampirler, Kurt Adamlar, Cadılar ve diğer bir sürü fantastik ve klişe karakterden sonra aralarına artık Setanlar da dahil oldu... Kibirli ve kusursuz yaratıklar... Ve bence oldukça zalimler...
Karakterlere gelince; yaşadığı bir sürü şeye karşın tolerans göstersem de bazen olayları yokuşa sürdüğü için Tua'yı tekmelek istedim... Bu kadar alttan alamayan bir karakter yoktur herhalde... Ales'e gelince; her göreni sadece okyanus gibi derin ve karanlık gözleriyle etkileyen yakışıklı ve kibirli Ales... Ona da kibrinden ve şımarıklığından dolayı tekme atmak istedim... Çok kararsız kaldılar ve bocaladılar malesef... Benim de karnıma ağrılar soktular... Karakterlere bu kadar şiddet uygulamak istememin tek nedeni olayların içine çekilmiş olmam sanırım...
Ama kurgu ve yan olaylar da oldukça başarılıydı... Klişe fantastik yaratıklar yerine yeni bir tür yaratmak, onlara bir diyar ve alışkanlıklar oluşturmak derin bir hayal gücü ister... Aklımda her kitaptaki gibi soru işaretleri olsa da (2. hikayeyi beklemek zorundayım) havada kalan kısımlar olmadı... Ayrıca yer ismi olarak dünya diye geçilmesi; yer ve ülke ismi olmaması, kişi isimlerinin belli bir milliyet çağrıştıracak şekilde olmaması da kitabı daha bir hoş yaptı benim için, diğer okuyucuları nasıl etkilediğini bilmesem de...
Sanırım en can alıcı kısımlardan biri Tua'nın melez oluşunu beklemek... Bir de olayın sonunda beni sarsan olaylardan biri olan o ayrılık... O kısımda kapatıp devamını okumamak istemeyecek kadar içerledim... Ama kitabın en başarılı bulduğum kısmı en sondaki mektuptu... Soluk almadan okudum derler ya, ben de mektubu bitirdiğimde oksijensizlikten morarmaya başlamıştım... :)
Kitaba Puanım: ♥♥♥♥♥
( Sadece mektup kısmından oluşsaydı bile benden bu puanı alabilirdi.)
Son söz olarak, hani vıdı vıdı ederiz ya "Türk yazar okumam." , " Yok Türk yazarlar şu türde yazamaz." (genelde bu tür fantastik ve gerilim/korku'dur...)
Bence bu sözler cidden de vıdı vıdı... Çünkü son bir kaç senedir o kadar güzel yazan Türk yazarların kitaplarıyla tanıştım ki, çok seviniyorum bu duruma. Ve sanırım insanlar bunları söylerken havaya bakacaklarına etraflarına bakıp yazarlara bir şans verip okumalılar... Türk yazar okumam deyip Türk yazarların güzel yazmadığı iddiasında bulunamayız değil mi? Son zamanlarda aşk konusunda çok güzel kitaplar yazan Türk yazarlar okudum. Şimdi ise fantastik alanında oldukça başarılı bulduğum bir hikaye...
(Son sözüm bayağı uzadı, idare edin;)
Ayrıca kitabın yazarını facebook üzerinden takip ediyor olsam da kişisel bir diyalogum olmamıştı, kendisinin çok tatlı bir insan olduğunu da belirtmek istiyorum, Teşekkür ederim ;)
Şimdi Ales'in Okyanus'tan Bataklık'a dönüşen gözlerinde kaybolma vaktidir :)
Alıntılar... :)
Bu adamı yeni tanımıştım. Fazla alışılmadık bir şekilde tanışmıştım.Dolayısıyla bir şeyler söyleyerek hislerim hususundaki sorusunu usta bir manevrayla geçiştirmeliydim. (...)
"Gözlerin kalbimi deliyor. Gözlerine bakmadan yaşayamayacağımı hissediyorum." deyiverdim. Ne kabus...
---
-Ukala insanları sevmem.
-Beni seveceksin o halde. Ukalayım ama insan değilim... :)
---
Biz sonsuza dek birbirimize bağlıyız. Bu konuda ikimizin de yapabileceği hiçbir şey yok. Dünyanın öbür ucuna dahi gitsen, kalbin bana ait. Benimki de sana... Bu gerçeği değiştiremezsin. Bana döneceksin... (...) Git... Git ve hayatın anlamını bulmaya çalış. Lanetli kaderinden kurtulmaya çalış. Hayatın bir anlamı olmadığını ve nafile yere çabaladığını anladığında kollarımda olacaksın...
wauw :) Aşk da içerisinde aldım gitti (: güveniyorum arkadaşım görüşlerine (: ellerine sağlık
YanıtlaSilps. sırf mektup için alacağım (:
Aşk olmadan olur muuuu :D Ama söyliyim alıştığımız harika kadın + harika erkek, sonsuz aşk modu şimdilik yok :D Ama yine de çok güzel... Beğeneceğine inanıyorum. O mektup çok ustaca ve ŞOK! ediciydi :D O yüzden:p
SilTeşekkür ettim :)