Uzuuuuun uzuuuun çöller aşmış, nice diyarlar görmüş; sonra evime, yurduma dönmüş gibi hissettiğim bir yazıyla merhabalar :)
Burada olmak hem çok yabancı, hem çok tanıdık. Uzunca bir süre evden ayrı kaldıktan sonra dönmek gibi işte. Her şeyin tanıdık bir yabancı gibi görünmesi hissi...
Ve aynı zamanda bir kürkçü dükkanı sanki, dönüp dolaşıp geldiğim.
Bu yazıyı aslında Temmuz-Ağustos gibi yazmalıydım. Ki o zaman yazmayı düşünüyordum aslında. Ama çok rastgele bir anda, üzerimde pijamalarımla, üstünkörü bir şekilde bilgisayarın kapağını açmışken yazmaya başlayıverdim. Yayınladığımda ne zaman olur bilemiyorum :p
Uzun zamandır okuyamıyordum, okuma hızımsa bir salyangozdan halliceydi. Ama ne demişleeeer instagram bilgeleri; hızın önemli değil, başladıysan hiç başlamamış olanlardan ileridesin. :p
Bu yüzdendir ki hızım ve ayırdığım vakit içler acısı olsa bile tam anlamıyla bırakmadım okuma işini. Bu dönemde eskisi gibi okumaya vakit ayıramadığından yakınan iş arkadaşlarımla etkinlikvari bir alışkanlık oluşturma çabasına girdik. Sonuç: havalar güzelken haftada bir gün parkta kitap okumak.
Şu an havalardan ötürü bu etkinliğe biraz ara verdik ama gerçekten çok eğlenceli geçti. Termoslarımızı, kitap ve defterlerimizi alıp hatta örtü bile alıp büyüüük ve devasa ağaçlardan oluşan, taş masala rı olan parkta kitap okumaya başladık. Bazen hava o kadar sıcaktı ki ağaç altlarına, çimlere kaçtık. Başlarda kitap okuma faslına başlayana kadar epey goy goy yaptık. Bazen içimizden herhangi birinin hiç kitap okuyası yoktu. :) Ama günün sonunda birkaç satır karalamış ve birkaç sayfa okumuş olarak döndük evlerimize.
Genelde perşembe günlerine denk geldiği için bu okumalar aklıma bir dönem basılmış bir kitabın adını getirdi aklıma; Perşembeleri Parkta. Etkinliğimizin adını da Perşembeleri Parkta koymuştuk. :)
Elime bir kitap alıp okumak artık bir parça daha alışkanlığa dönüştü. Bu etkinlikten sonra okumaya tekrar döndüm, keza yazmaya da. O süreçten beri okuduğum kitapların yorumları ve izlediğim (ki onlar bir parça daha az) dizi/filmlerin yorumları da gelecek.
Hiçbir şey güzel bir kitabın yerini tutmuyor gerçekten.
Tekrar görüşmek üzere.
Sevgiler...
güzelmiş ivit :)
YanıtlaSil:)
SilÇok güzel bir etkinlikmiş önümüzdeki yaz için aklımda olsun. :)
YanıtlaSilAnlamadığım bir şekilde epey yorum spamlara gitmiş, yeni fark ediyorum. Etkinliği tavsiye ederim, cidden çok keyif alarak yaptık, havaların güzelleşmesini dört gözle bekledik :)
SilBlogunuzu severek takip ediyorum, özellikle de Sherlock Holmes ile ilgili yazılarınızı. Yıllar önce yazdığınız "Sherlock Holmes Kitapları Okuma Sırası" başlıklı yazınız ve Sherlock Holmes kitapları hakkında verdiğiniz bilgiler ve yorumlarınız çok değerliydi. Özellikle "Encyclopedia Sherlockiana" ve yakınlarda çıkan "Sherlock Holmes Kitabı" hakkındaki yorumlarınızı da çook merak ediyorum. Saygılar...
YanıtlaSilMerhaba, yorum spamlara gittiği için yeni fark ediyorum. Çok teşekkür ederim:) Aklımın bir köşesine yazdım. Saygılar.
SilMerhabalar öncelikle sayfanızı büyük bir ilgi ile takip ediyorum. Polisiye romanlara yeni başlayan bir okur olarak bana çok yardımcı oluyorsunuz.
YanıtlaSilArsen Lüpen Kaplanın Dişleri adlı romanın Türkçe çevirisini buldum. Güven Yayınevi tarafından 1944 basım Selami İzzet Sedes in çevirisi ile Dişi Parsın Dişleri olarak çevirilmiş harika bir hikaye. Arzu ederseniz size PDF olarak gönderebilirim.
Saygılarımla
Süleyman
Teşekkür ederim, çok naziksiniz :)
Sil