1 Ekim 2018 Pazartesi

Leyla İle Mecnun - Burak Aksak | Ardına Bakma Mecnun!


Kitap Adı: Leyla İle Mecnun
Yazar: Burak Aksak
Yayınevi: Küsurat Yayınları
 Sayfa Sayısı: 272
Basım: Nisan 2018


"Yine hevesimi ağzıma sokup kursağıma kadar ittirdiler.Yine senden vazgeçmem için ellerinden geleni yaptılar. (...) Yine yıldızlar kaydı ve benim hiçbir dileğim gerçek olmadı."

Ben geldim yine. :) Hep bu son bu son dedikten sonra yine biraz mecburi ara verdim. Bilgisayarımın klavyesinin bozuk olması, taşınma ve yerleşme telaşı, iş durumu derken blogdan epey uzak kaldığımın farkındayım. Ve hiçbir sosyal medya hesabını burası kadar benimseyemiyorum. 
O yüzden söz verip baskı altında kalmadan dilediğimce yazmaya aynı şekilde devam edeceğim. 
Arada taslaklarımın tozunu alıp fi tarihinden kalma yazılar paylaşabilirim, anlayışınıza sığınıyorum :p 
Sararmış çeyiz sandığından mı çıkardın bunları, miras mı kaldı gibi incitici şeyler söylemeyeceğinizi umuyorum. :) Gereksiz kamu spotundan sonra yorumuma geçebilirim. 

"Varsın kürek kürek atsınlar üstüme toprağı. Sonuçta bu mezarı Leyla kazmıştı."

Leyla ile Mecnun dizisi 2011 - 2013 dönemini ve en çok da sonrasını sallayan bir dizi oldu. Vay be yayından kaldırılalı dahi 5 seneyi geçmiş... Zaman ne kadar hızlı geçiyor. Ama bu kadar zamana rağmen dizi popülerliğinden bir şey kaybetmiş değil. 
Klişelere çok girmek istemiyorum hani eski dizilerin tadı, o mahalle kültürü, sıradan insanların sıradan ama samimi hayatları vs... Bunları zaten biliyorsunuz. Zaten diziyi sevdiren temel şeylerden biri bu biri de bol göndermeli kaliteli mizahıydı. 

Diziyi pek çok sevenlerden biri de benim. Hatta arşivime kattım belli aralıklarla baştan sona tekrar izliyorum. :) Arada O Geminin Gelmesi, Mecnunun Bedduasının Tutması gibi o duyguları tazeleyen şeyler oluyor işte. Bu döngüye alışmışken bir de dizinin senaristi Burak Aksak'tan bu efsanenin kitaba dönüşeceği haberi geldi. Harika bir haberdi. Bize de alıp okumak düştü. 
Kitabı zaten çıkar çıkmaz almıştım, ŞURADAN alışveriş yazısına gidebilirsiniz. 

"Kabayım ya evet, kaba olan ben oliyim. Sen bi' çiçek uğruna unut beni ama kaba olan ben olıyım. İnan senin için her şeyi yaparım. Ama arada kalan adam olamam. Sadece o zengin züppesiyle diyil kimseyle yarışamam ben. Kaybetmekten korktuğumdan diyil. Yarışmaktan anlamam. Hem sevgi dediğin nasıl yarıştırılır ki? İlla bağıra çağıra haykırmak mı gerekir sevdiğini? Gösterişli hediyelerle ya da şaşalı cümlelerle süslemek mi gerekir sevgiyi?Ne gözlerine bakıp söyleyebilirim ne de pazarlayabilirim sevgimi."

Şimdi sırada kitabın yorumu. 850 satır geyik yaptıktan sonra -_-
Kitabın kapağını çok beğendim. Hem bu kadar sade, hem güzel, hem de her şeyi bu kadar iyi özetleyen bir kapak olması bende bu düşünceyi uyandıran. Gerçekten başarılı
Burak Aksak'ın bir yayıneviyle anlaşmak yerine kendi yayınevini kurmasını ise gerçekten olumlu karşılıyor, hatta destekliyorum. 
Kitabın kendisine gelirsek diziyi izleyenler birçok yeri hatırlayacaktır. Diziden birebir alınan sahneler mevcut. Ama kitap elbette birebir dizinin kopyası değil, öyle olması mantıksız olurdu zaten. 
Burak Aksak her şeyi en baştan anlatmış. Leyla ile Mecnun'un tanışmasından. Bu kez tanışmaları çok daha farklı gerçekleşiyor ama nasıl tanışırlarsa tanışsınlar bu bizi yine nihai sonuca götürüyor. Leyla ile Mecnun'un aşkına...


Mecnun yine aynı Mecnun... Diğer karakterler de keza öyle. Dizidekilerle aynı şekilde gözünüzün önüne gelmesi işten bile değil. İsmail abinin sülalesine bile birebir yer verilmiş. :) Dizide sevilen bir detaydı, kitapta heba olup gitmemiş olmasına sevindim. 
Bir karakter var ki dizideki Leylaların hiçbirine benzemiyor... 
Dizideki Leylalar içinde ne olursa olsun favorim her zaman 1. Leyla idi. Bu, dizi bitene kadar da şimdi de değişmedi. Bence Mecnun'u o Leyla gibi kimse sevemedi, Mecnun da hiçbir Leyla'yı öyle sevmedi... 
Sanırım en antipati duyduğum Leyla da son Leylamız olan Melis Birkan'ın canlandırdığıydı...
Kitaba dönersek bu Leyla dizi tarihi boyunca karşımıza çıkan hiçbir Leyla'yı hatırlatmıyor. Ben favorim olduğu için ilk Leyla'yı canlandırmak istedim zihnimde ama farklı fiziksel özellikleri olan, farklı konuşan, farklı karakterde bir Leyla oldu çıktı. 
Bu Leyla yeri geldiğinde daha argo konuşabilen, zengin kızından çok daha bir mahalle kızı olmaya yatkın, çevre sorunlarına ve toplumsal sorunlara daha duyarlı bir Leyla. 
Mesleği de hepsinden farklı olarak; Arkeolog.

"İşlerin ters gitme ihtimali varsa, mutlaka ters gider. Kaan buna 'Murphy Kanunları' diyor. Annemse 'Besmelesiz çıkıyon evden ondan oluyo, sağ ayağınla çık şu evden' diyor. Babam da 'Genze kadar çekceğin suyu, geniz önemli' şeklinde yaklaşıyor meseleye. (...) İsmail Abi de 'İş mi? Ne işi? Yol-yemek-sigorta varsa çalışırım hacı' diye baştan aşağı yanlış anlıyor meseleyi. Bense kısaca 'İşte hayatım' diyorum."

Okurken bozuk bir Türkçe kullanılmış, hatta Burak Aksak editörün bunları düzeltmeye yeltendiğinden bahsetmişti. :) Günlük, kuralsız bir Türkçe demek daha doğru belki de. 
Ufak bir ayrıntı daha, kitap Nisan 2018 baskısı ve kitapta doların 3,80 TL olduğu yazılmış. :)
Arda - Mecnun diyaloglarını dizide de severdim, kitapta da es geçilmemiş :) 
Okurken dizinin senaryosunun yanı sıra oyuncuların da o başarıda ne kadar büyük payı olduğunu daha iyi görebiliyorsunuz. 

Gelelim esas merak ettiğim noktaya.
Dizi final yapılmasına izin verilmeden yayından kaldırılmıştı.
Daha sonra Ben de Özledim dizisinin ilk bölümünde finali yapılmıştı. Ama sonra o finalin Ali Atay'a ait final olduğu, Burak Aksak'ın zihnindeki asıl final olmadığını öğrenmiştik. 
O yüzden bu kitabın finalini, Burak Aksak'ın finalini daha çok merak ediyordum. 
Onu da görmüş oldum. :)


Levyeli abinin önerisine uyarak ben de sizi etkilemek için şu alıntıyı koyuyorum.
Gökdelenler, şehrin mezar taşıdır... 
:)






Bu yazıyı "benherneysemo.blogspot.com.tr" dışında herhangi bir blog/forum/internet sitesinde okuyorsanız, şahsımın bilgisi dışında ÇALINMIŞ DEMEKTİR!!!

Devamını Oku »