16 Aralık 2014 Salı

Kayıp Şeyler Kitabı - John Connolly


Çeviri: Zeynep Ünalan
Orijinal Adı: The Book of Lost Things
Yayınevi: Hyperion Kitap
Basım Tarihi: 2014
Sayfa Sayısı: 440
Satın Almak İçin: Kitapyurdu



Aslında bu kitabın kırmızı kapaklı halini çok daha fazla sevmiştim. Ben  Kırmızı Siyah. 
-------

"Hikayelerin canlılığı ise farklıydı: onlar anlatıldıkları zaman canlanırlardı. Onları yüksek sesle okuyan bir insanın sesi veya bir battaniyenin altındaki fener ışığında yazılanları takip eden bir çift göz olmadan, gerçek dünyada hiçbir varlıkları yoktu.  (...) Bu fırsatın ortaya çıkacağı anı beklerken, eylemsizlik içinde bir kenarda dururlardı. Birisi onları okumaya başlar başlamaz değişmeye başlayabilirlerdi. İnsanların hayalleri içinde köklenip okuyanı dönüştürebilirlerdi. Hikayelerin okunmak istediklerini fısıldardı David'in annesi. Buna ihtiyaçları vardı. Kendi dünyalarından bizim dünyamıza geçmeye çalışmalarının nedeni buydu Bizim onlara hayat vermemizi isterlerdi."

---
Kaybettiği şeyleri, kitapların dünyasında arayan bir çocuğun hikayesi... 


David, tüm küçük çocukların ailelerindeki kötü olayların sorumluluğunu kendinde bulmaları gibi annesinin hastalığının yükünü üstlenmişti. O sorumluluğunu yerine getirdiği sürece annesinin iyi olacağını düşünüyordu. Her şeyi bir rutine bağlamıştı, sayılarla yapıyordu. Elini yıkamaktan, kafasını bir yere vurduğunda tekrar vurup çift sayıya tamamlamaya kadar belli bir düzende ve çift sayıda yapıyordu. Üstüne düşenleri yapmasına rağmen annesinin ölmesini önleyememişti. 

Annesiyle David'in arasındaki en özel bağ kitaplardı. Önceleri annesi ona kitaplar okurken, annesi hastayken David ona kitaplar okumaya başlamıştı ama kitaplarla kurdukları o bağ asla kopmamıştı. 
Annesi öldükten sonra David içine kapanmaya başladı, birçok şeyi sorguladı. Bu dünya okudukları kitaplardaki gibi adil bir dünya değildi, iyilik mükafatlandırılmıyordu. O tüm görevlerini yapmıştı ama annesinin iyi olmasıyla ödüllendirilmemişti. 

Üstelik babası başka bir kadınla görüşmeye başlamış; ülkesi savaşın eşiğine gelmişti. 
Sonra David kitapların ona seslendiğin duydu. Onların kendi aralarındaki konuşmalara şahit oldu. Ve kurtuluşu yine kitapların dünyasında buldu. Bu kez hikayelerin içine tek başına adım attı... 

Kitabın anlatımını çok sevdim. Konu zaten ilgi çekici ve şaşırtıcı. Üstüne anlatım da bu kadar etkileyici olunca kendine bağlıyor. Kitapta bolca tasvir ve ayrıntı var. Bazı okuyucuları belki yorabilir bilmiyorum ama ben sevdim! Alıntıları okuduğunuzda aslında demek istediklerimi çok rahat görebilirsiniz. 
Ve kitaptaki akıl yürütmeleri, felsefeyi de sevdim. Basit olaylardan, ufacık cümlelerden yapılan o çıkarımlar beni kitaba daha bir bağladı.


"Bu yeni dünya, baş edilebilmesi çok zor bir dünyaydı. Bütün gücüyle uğraşmıştı. (...) Bütün kurallara uymuştu ama hayat onu aldatmıştı. Bu dünya, hikayelerindeki dünya gibi değildi. Hikayelerin dünyasında iyilik ödüllendirilir, kötülük cezalandırılırdı. Eğer patikayı izler ve ormana girmezseniz, güvende olurdunuz.  Masallardan birindeki yaşlı kral gibi, birisi hastalandığında, o kişinin oğulları hastalığın devasını yani Abıhayat Çeşmesi'ni bulmak için bir yolculuğa gönderilirdi ve oğullardan sadece bir tanesi yeterince cesur ve yeterince dürüst olsa bile, kralın hayatı kurtulurdu. David cesur olmuştu. Annesi de cesur olmuştu. Ancak cesaret yeterli olmamıştı işte. Burası cesareti ödüllendiren bir dünya değildi. David bu konuda daha çok düşündükçe, böyle bir dünyanın parçası olmayı daha az istiyordu."

PUANIM: 
Bu yazıyı "benherneysemo.blogspot.com" dışında herhangi bir blog/forum/internet sitesinde okuyorsanız, şahsımın bilgisi dışında ÇALINMIŞ DEMEKTİR!!!

3 yorum:

  1. Bu kitabı Tüyap'tan alacaktım ama nasıl olduysa unutmuşum. :/ Kırmızılı kapağı bence de çok güzel. *.*

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel gerçekten de,muhteşem bir şey.Bu alıntılardan da görülüyor.Ben de bu kitabı kütüphaneme ekledim,bir ara okuyacağım ama gerçekten çok güzel bir kitap olduğu çok belli.Bence de kırmızı kapak daha tatlı görünüyor.Yorumun için teşekkürler. :)

    YanıtlaSil