Yazar: Julia Quinn
Orijinal Adı: An Offer From A Gentleman
Çeviri: Serap Işıkçıus
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Sayfa Sayısı: 416
Basım: Mayıs 2010
Seri: Bridgertons Serisi #3
Bridgertons Serisi
Benden nefret ettiğini bilerek yaşayabilirim, ama sensiz yaşayamam.
Sizi favori Bridgerton'ım Benedict'le tanıştırmama izin verin. Anthony ailenin reisi, abisi iken, Colin zıpır küçük kardeş gibi. Okurken ben de öyleymiş gibi hissettim hep. Ancak Benedict tam ikisinin arasında mükemmel bir karakter!
Serinin üçüncü kitabı tam bir Cinderella hikayesi. İnanılmaz benzer ve paralel. Dönüşüm geçiren karakterleri genelde severiz. Ancak yazar bambaşka yerlere taşımış, Cinderella değil de bambaşka bir hikaye olmuş.
Sophie üç yaşındayken kontun kapısının önüne bırakıldığında ve kont onu evlatlığı olarak tanıştırdığında herkes onun kontun gayrımeşru çocuğu olduğunu biliyordu. Bunu hiçkimse Sophie'nin yüzüne vurmadı, ona kontun evlatlığı gibi davrandılar.
Dersler aldı, iyi yetiştirildi. Ancak kont ona asla sevgi göstermedi ya da kendi çocuğu gibi davranmadı. 10 yaşına geldiğinde kont dul bir kontesle evlendiğinde kardeşleri olacak diye sevindi. Ancak kontes ondan nefret ediyordu ve kızlarını da bu yönde tembihledi. Kızlardan biri 11, biri 10 yaşındaydı. 11 yaşındaki kız annesinin bu uyarısına seve seve uysa da küçük kız Sophie'yle arkadaş olmak istediama annesinin sözünden çıkmayı göze alamadı. Kontes Sophie'yi evden atmak istese de kont bunu kabul etmedi. Ve öldüğünde vasiyetine şöyle bir madde eklemişti: Eğer kontes 20 yaşına kadar Sophie'ye bakarsa şu an alacağı paranın 3 katını alacaktı. Kontes bu paradan tabii ki feragat etmedi ve Sophie artık o evde 3 kişinin işini yapan bir hizmetçiydi.
Kontes ve kızları balolarda, davetlerde gezerken Sophie kontesin ayakkabı koleksiyonunu temizliyordu. En büyük hayali bir baloya katılmaktı. Evdeki kahyaların ve hizmetçilerin yardımıyla bir baloya katıldı. Bu balo Bridgerton Malikanesi'nde düzenlenen bir maskeli baloydu. Arabacının onu kontesten önce eve getirebilmesi için Sophie'nin gece yarısına kadar vakti vardı.
Sophie bu baloda Benedict Bridgerton'la tanışır. İkisi de hayatının kadınını/erkeğini bulmuş gibidirler ama ikisinin de yüzünde maske vardır. Benedict Sophie'yi terasa götürür ve orada yakınlaşırlar. Saat 12'yi vurduğunda Sophie kaçar. Benedict'in elinde üzerinde üstünde baş harfleri ve bir arma olan bir eldiven kalmıştır.
Aradan iki sene geçmesine rağmen Benedict maskeli balodaki kadını bulamaz ve unutamaz. Sophie ise baloya gittiği anlaşıldığından evden kovulmuştur ve başka evlerde hizmetçilik macerası başlamıştır. Ve 2 senenin ardından Benedict'le yeniden yolları kesişir. Benedict onu zor bir durumdan kurtarıp yanına alır. İkisi bir arada birkaç gün geçirmek zorunda kalırlar. Gümüş rengi elbiseli kadının hayalinden asla kurtulamamış olsa da Benedict'in yanında kanlı canlı bir Sophie vardır. Sophie'ye yakınlık duyduğu her an o kadına ihanet ediyormuş gibi hisseder.
Benedict bu duygular arasında sıkışıp kalmıştır. Ayrıca Sophie sadece bir hizmetçidir.
Benedict'le Sophie'nin hikayesi favori hikayem oldu. Uzun zamana yayılmış bir hikaye. Ve bana göre serideki en dolu dolu hikaye. Ve ben bu kitabı bir oturuşta okudum. Bırakmadan ara vermeden. O kadar iyi geldi ki.
Benedict efendiğili, sanatçı ruhu, sempatik tavırları ve aşkından asla vazgeçmeyişiyle gönlümde taht kurdu.
Hikayeden çok etkilendim. Gün gelip seriyi yeniden okuyacağımdan eminim çünkü Bridgerton ailesini gerçekten çok seviyorum.
Julia Quinn bu kitapta diğerlerindeki gibi yine eğlenceli bir dil kullanmış, çokça güldüm de ama en hüzünlü kitabı da buydu. Dolu doluydu.
Zıpır çocuk Colin'in hikayesini de en kısa zamanda yazacağım. ^_^
PUANIM
Bu yazıyı "benherneysemo.blogspot.com" dışında herhangi bir blog/forum/internet sitesinde okuyorsanız, şahsımın bilgisi dışında ÇALINMIŞ DEMEKTİR!!!