12 Şubat 2017 Pazar

Karanlığın Elli Tonu Filmi Vizyona Girmeden Çabucak Derken Çıkmış Bile :D


YASAL UYARI: Bu yazı tamamen sevgili dostum (ne kadan naziğim) A ile birkaç gün önce olan konuşmamızdan esinlenilmiş bir sohbet yazısıdır. 

Elli Ton serisini kitaplar çıktığı an alarak; çıkar çıkmaz, sıcağı sıcağına okumuştum. Dünya çapında ne çok konuşulan ve ne çok satan bir seriydi.

Bize geldiğinde de tartışmalar dinmedi, şimdi bile bir elli ton geyiği dönüyor sohbetlerde. Yetişkin Romans çıktığı mı var Türkiye'de, durun bir deneyelim, ne menem bir şeymiş görelimcilerin yanı sıra bu kitabı ahlaksızlık olarak nitelediği için ya da edebi hiçbir değeri olmadığı için okumayı tercih etmeyen insanlar vardı elbet. Normalde herkesin kendi köşesine çekilmesi gerekirken o köşeler oldu boks ringinin mavi ve kırmızı köşeleri. Sol kroşeler, aparkatlar havada uçuştu. 


Tam sular duruluyor derken her ballı seride olduğu gibi üstünün kaymağını sıyırıp ekmeğine sürmek isteyenler oldu ve kaçınılmaz bir şekilde serinin beyaz perdeye aktarılacağı açıklandı. 

Normalde kitabını okuduğum serilerin filmlerinde kim oynayacakmış pek merak etmem ve ya filmiyle ilgili heyecan dolu olmam. Ya da bir kitabı okurken karakterleri ne kendimle ne de ünlülerle özdeşleştirmem. Ama bu seriyi okurken Christian Grey olarak zihnimde tek bir görsel vardı o da MattBomer.jpg idi. 

Bu serinin hiçbir zaman büyük bir fanı olmadım, yorumlarımda çoğu konuda eleştirdim vs. Ve seri bittiğinde benim için 5 üzerinden 3,5 / 4 puan arası bir yerdeydi. Yani sevdim ama ölmedim aşaması diyoruz buna. Ancak filmde Matt Bomer'ın oynaması konusunda feci derecede ısrarcıydım. Başka hiçbir oyuncuyu ya da filmde oynaması için düşünülen hiçbir seçeneği Christian'ın C'si olmaya yakın görmüyordum. 

İlk resim hayallerse bu nahoş resim hayatlar oluyor :D 

İçimde gizli tuttuğum fanlık damarı bir tek söz konusu Christian'ı Matt Bomer'ın oynaması gerektiği konusunda belirginleşiyordu. Yoksa Ana'yı falan kim oynamış zerre umurum değildi. 

Gelgelelim James Dornan, Christian olarak seçildiğinde ki Matt'in olmayacağı artık belliydi, çok çok kötü bir seçim olduğunu düşünmüyordum çünkü Once Upon a Time'dan bir sempatim vardı kendisine. Ama ondan Christian olmaması gerektiğinin de ayırdındaydım. 

Bu sırada mavi köşe ve kırmızı köşedeki okurlar arasındaki kırmızı köşede bulunan fanlar kendi aralarında bölündüler elbette. Kim olacak, ne olacak aşamasında ortalık tekrar bir karıştı ve mavi köşedekiler olayları alaycı godaman gülüşleriyle izlediler.

Görmek istediğimiz manzaralar :)
Velhasılı kelam ilk film çıktığında sinemaya gitmedim. Burada protestom tamamen Matt yoksa ben de yokum seviyesindeydi. Ki Matt Bomer hayranı falan da değilim. Sadece kitap dünyasındaki Christian Grey'in paralel evrende bizim dünyamızdaki yansımasıydı o benim için. Acınası.

İlk filmi tam bir Jamiesever olan kuzenimle, patlamış mısır çay eşliğinde pijamalarımızla evde izledik. Ve ben filmi sevmedim. Sadece Jamie yüzünden ve sadece kitapların film uyarlamaları her daim kötüdür breh breh diyerek can çekişmekte olan zavallı entelektüelitem yüzünden de değil. Film gerçekten beklediğimden de kötüydü. Yukarıdaki durumlar nedeniyle pek sevmeyeceğimi tahmin ediyordum, ki beklentimin düşüklüğüne rağmen sevemedim. İşte bu vahim. Kısaca izledik, fena değildi işte aşamasında kaldık. 

Sonrasında 2. filmin teaser'ları falan dönmeye başladı el altından, ilk film kadar gümbür gümbür olmadı sanki. Gümbür gümbür olmadığı izlenimine serinin ciddi tutkunu olan insanlardan hep ne ara yayınlanmış teaser, yuh film vizyona girmiş haberim olmadı gibi şeyler duymam nedeniyle kapıldım.   BURADAN, BURADAN, BURADAN, BURADAN ve hatta BURADAN dolu teaser izleyebilir, ŞURADAN ve ŞURADAN ki  (orijinal Klibi var bir de)  vb de film müziklerini dinleyebilirsiniz. O kısımları geçiyorum. 

Zaten A ile konuşmamız da serinin fanı olaraktan onun aa film ne ara çıkmış, tesadüfen gördüm demesiyle başladı. Ardından sinema konusu açılınca ilk filme Matt yüzünden gitmediğimi, ikinci filme de birinciyi beğenmediğim için gitmeyeceğimi söyledim. Belki bir gün sırf izlemiş olmak için izlerim. Böyle de huysuz, nalet! bir tipim.

 Bu şekilde başlayan konuşmamızın ardından, yukarıda bahsettiklerimin bir kısmının üzerinden geçtikten sonra White Collar'dan bahsederek kapanışı yaptık. :)

Gelip biraz da buralarda huysuzlanayım dedim. 

O değil de bir ara alıp hala okumadığım Grey'i mi okusam. :D

Sizde durumlar nedir? 


 


Bu yazıyı "benherneysemo.blogspot.com" dışında herhangi bir blog/forum/internet sitesinde okuyorsanız, şahsımın bilgisi dışında ÇALINMIŞ DEMEKTİR!!!

8 yorum:

  1. Seri benim için meh'likti. Aslında filmde Christian'ı oynamayı kabul eden kişi Charlie Hunman'dı ama sonradan vazgeçti, yerine bu arkadaş geldi.
    Filmi izlemedim ama Jamie olmamış ya. Adama yakışıklı diyorlar ama yok, beğenemedim ben. Dediğin gibi Matt harika olurdu filme, tam yansıtıyor Christian'ı ama istemedi maalesef.
    Sanki bu film diğerine göre biraz daha iyi gibi,yazar da filme katkı yapmış diye duymuştum, yine de izleme isteğim yok :D
    Grey'i okuma derim. İlk kitabın cümleler ve olaylar bakımından birebir aynısı. Hatta ben yarım bırakmıştım.

    YanıtlaSil
  2. Ah Matt Ah :D

    2. filmin daha iyi olduğunu yani ilk filme göre kötünün iyisi olduğunu ben de duydum şimdilik. Ama dediğim gibi sinemaya gitmeyi hiç düşünmüyorum. Yine evde pijamalarla izlenebilir :D

    Grey'e 20 küsur TL vermek hiç içimden gelmediği için uzunca bir süre almamıştım, sonra 6,5 Tl gibi bir rakama sahaftan bulup almıştım o yüzden içim acımadı açıkçası. Çevirisinin kabus gibi olduğunu duymuştum gerçi ama bir gün elime alacağım elbet, bakalım nasılmış. :)

    YanıtlaSil
  3. Bilmiyorum ben Jamie yi de çok beğeniyorum hatta filme olan ilgimin sebebi de o diyebilirim. Bu arada blogumda kitaplarını okuduğumuz erkek karakterlerle ilgili bir saval başlattım Bakalım kim galip olacak?? Muhakkak seni ve blogunun güzek takipçilerinide etkinliğime davet ediyorum:)) Bu da linki: http://birkitapolsam.blogspot.com.tr/2017/02/fantastik-karakterler-savas-kotu.html

    YanıtlaSil
  4. Ne kadar eğlenceli bir yazı olmuş, godoman kısmına çok güldüm ahahahah yine güldüm hatta. :D:D Ben de serinin fanı değilim ama 2. kitabın en iyi kitap olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden filmden de biraz beklentim var. Belki yarın en iyi arkadaşımla beraber izleyeceğiz, tam da sevgililer gününde, ehehehe. :D
    Matt Bomer konusunda çok haklısın, adam tam bir Grey. :D Neyse bakalım, giden herkes ilk filmden daha iyiydi diyor. Ben de gittikten sonra bloga düşüncelerimi girebilirim, ya da girmeyebilirim de. :D

    YanıtlaSil
  5. @Bir Hayalperest, Jamie'yi Once Upon a Time'da sevmiştim ama Grey konusunda Matt varken o hiç aklıma gelmemişti :D

    Aa etkinliği merak ettim hemen inceleyeceğim. Benim blogda yazmak istediğim bir konu vardı, onu getirdi aklıma. *_*

    YanıtlaSil
  6. @Büyülü Tatlı Kıs, ya ne kadan tatlı bir yorum olmuş ^_^ 2. kitap bence de en güzeliydi. Senin yorumlarını da merak ediyorum, izlediğinde yaz lütfen *_*

    YanıtlaSil
  7. Merhaba pek çok yazında olduğu gibi bunda da sana katılıyorum.
    Kitaplar ilk çıktığında okumuştum ve direk aklıma matt bomer gelmişti bilinçaltımda nasıl bi yer ettiyse filmde de kesin odur başkası olamaz gibi düşünüyodum.
    Rolü başkasının aldığını duyduğumda james d.'ı sevmeme rağmen "nayır nolamaz" modundaydım. Çok yanlış seçimdi hayatta gitmem artık filmine falan diye kendimce boykot etmiştim. Hala ediyorum sanırım :)

    YanıtlaSil
  8. @Cclair delune Merhaba ^_^ Aynı süreçlerden geçmişiz okur olarak :) Ben de boykottan filmleri pijama&çay&patlamış mısır üçlüsüyle uzun bir süre geçtikten sonra izleyerek protesto etme aşamasına geçtim :D Önerilir :p

    YanıtlaSil